Son yıllarda toplumda güneşten korunma bilinci artmaktadır. Eski yıllara göre bireyler artık kendilerini ve çocuklarını güneş koruyucu ve diğer önlemlerle daha dikkatli bir şekilde korumaktadırlar. Yine de bu önlemlerin eksik ya da yanlış uygulanması sonucunda halen özellikle çocuklarda güneş yanıklarını görüyoruz. Çocuklukta özellikle birden fazla defa geçirilen güneş yanıkları ilerideki deri kanseri riskini arttırmaktadır. Beş defadan fazla güneş yanığı geçiren kişilerde oldukça tehlikeli bir kanser türü olan melanom gelişme riskinin 2 kat arttığı gösterilmiştir. Güneş yanığının tedavi edilmesi veya sonrasında kullanılan güneş koruyucular bu kazanılmış riski maalesef kaybettirmez. Yani güneşten korunmasam da olur, yanık olursa tedavi edilir gibi bir düşünce kesinlikle yanlıştır.
Güneşten gelen ve yer yüzüne kadar ulaşan ultraviyole ışınlar ultraviyole A (UVA) ve ultraviyole B (UVB) dir. Daha uzun dalga boyuna sahip olan UVA cildin daha derin tabakalarına kadar ulaşır ve güneş ışınlarına bağlı deri yaşlanmasından sorumludur. UVB daha kısa dalga boyuna sahiptir ama güçlüdür, güneş yanıklarından sorumludur. Her iki tip UV ışını da deri kanseri riskini arttırır. Özellikle 18 yaş öncesinde korunmasız UVB maruziyetine bağlı oluşan güneş yanıkları hayat boyu artmış bir deri kanseri riski oluşturur. Son yıllarda oldukça popüler olan ve güneş koruyucularının esasen UVB’ye karşı koruyuculuğu gösteren SPF (sun protection factor) değeri güneş yanıklarının önlenmesinde çok önemlidir. Günlük kullanım için ideal olan 15 SPF değeri güneş ışınlarının %90’ını bloklar. Buna karşın özellikle açık havada uzun zaman geçirilecek ya da denize girilecek durumlarda kullanılması önerilen 30 SPF ve 50 SPF değerlerinde ise sırasıyla 95% ve 97% korunma sağlanır. Dünya sağlık örgütü, her ne kadar güneş koruyucu kullanılsa da yazın özellikle güneş ışınlarının en yoğun olduğu 10.00 ve 16.00 saatlerinde güneşten kaçınılmasını önermektedir. Güneş koruyucular yeterli miktarda sürülmelidir, örneğin erişkin birinde yüz bölgesi için 2 parmak boyutunda (2 çay kaşığı kadar) ve vücut için 7 çay kaşığı kadar güneş kremi kullanılmalıdır. Kulaklar, dudaklar, ayaklar, boyun ve özellikle erkeklerde kafa derisi unutulmamalıdır. Güneş koruyucular her 2 saatte bir tekrarlanmalı, denize girdikten veya terledikten sonra tekrarlanmalıdır. Koruyucumuzun, UVA ve UVB’ye karşı etkili geniş spektrumlu olmasına dikkat edilmelidir. UVA ışınları camdan ve bulutların içinden de geçebildiği unutulmamalıdır. UVB camdan ve buluttan geçemediği için kapalı alanlarda ya da gölgede deri yanığı oluşmaz ama UVA’ya bağlı foto-yaşlanma ve deri kanseri riski yine de mevcuttur.
Bebekler 6 aylık olduktan sonra güneş kremi kullanılabilir, daha küçük çocukları mümkün olduğunca gölgede tutmak gerekir. Güneş koruyucular dışında hem erişkin hem çocuklarda geniş şapkalar ve kaliteli güneş gözlükleri ile yüz ve gözler etkin bir şekilde korunabilir. Çocuklarda yaz aylarında dışarıda zaman geçirdikleri sürelerde UV’ye karşı korumalı olan kıyafetler tercih edilmesi önerilir.
Güneş koruyucuları kimyasal ya da fiziksel filtrelerden oluşur. Güneş koruyucumuzun tipini seçerken mümkünse bir dermatologdan görüş alınmalıdır. Farklı yaş grupları, cilt yapısı ve gebelik durumuna göre farklı güneş koruyucular tercih edilir. Örneğin çocuk ve gebeler için mineral filtreli (fiziksel) güneş koruyucular tercih edilirken, akneli ve yağlanmaya meyilli ciltlerde daha ince yapılı kimyasal filtreler tercih edilebilir. Aralarındaki farkı kısaca anlatmak gerekirse kimyasal yani organik filtreler güneş ışığını emer, ısıya çevirip salınmasını sağlar. Mineral yani fiziksel koruyucular ise ciltte bir bariyer oluşturarak güneş ışınlarının yansıtılmasını sağlar. Güneş koruyucunun kullanılma şekli de koruyucun filtre yapısına göre değişir. Kimyasal filtreli güneş koruyucular yüzümüze sürdüğümüz diğer ürünlerden önce ve güneşe çıkmadan en az 15-20 dakika önce sürülmeliyken, mineral filtreli güneş koruyucular diğer ürünlerden sonra sürülmelidir. Güneş koruyucular her iki tipte filtreleri birlikte de içerebilir.
Önlemlere dikkat etmezseniz ve güneş yanığı gelişirse en kısa sürede ısıyı azaltmak için ılık duş yapılmalı, duş sonrası cildi hafif nemli bırakacak şekilde yumuşakça kurulanmalı ve nemlendirici kullanılmalıdır. Su kaybını önlemek için bol su içilmeli, hidrokortizonlu kremler ilk birkaç gün sabah akşam sürülmelidir. Şikayetleri azaltmak için aspirin ve benzeri ağrı kesiciler alınabilir. Eğer su toplamaları oluştuysa 2. derece yanık gelişmiştir, su kabarcıklarına dokunmadan hekiminize başvurmanız gereklidir.